İnsan bir Rüya imiş!

“Vermenin sevinci alanın da sevincini hayâl edebilmekten geçer.”
Adorno, Minima Moralia

Bir melankolinin tam ortasında bile umut vardır.
Kendi varlığına tahammül edememenin, can sıkıntısının bir insanı hayvana dönüştürebildiğini iyi biliyorum.
Uykuya dahi yenik düşmek ağır bir duygu.
En kolayından sığınabildiğin uyku dahi sana sırtını dönüyor.

Hissizleşmenin en kötü yanı öğrenme isteğinin de ortadan kalkması sanırım. “Öğrenmek bir yaşama sevincidir” derdi iyi bildiğim bir kalp.
İnanırdım tümüyle.

İnsan yavaş yavaş ölür derler, ben bir anda ölüme inananlardanım.
Dün yaşadığını ertesi gün unutanlar, yok sayanlar, tarihi hep sonradan yazanlardır.
Onlar seni bir anda öldürüverir, kendileri ise yavaş yavaş ölürler.
Bu ne hayâl kırıklığına benzer ne de inancını kaybetmeye.
Direkt seni yok saymasına şahit olup ölüverirsin oracıkta.

Yok sayılmanın ağırlığını bilir misiniz?
Hiç yok sayıldınız mı?
En basiti, bildiğim en küçük yaşımda otobüse tek başıma binerken, çoğunluk birbirini itip kakarken en arkalarda kalır, her seferinde zar zor otobüse adım atan kişi olurdum, yani yok sayılırdım misal.
Olmayan bir otobüs sırasında nazik olmaya çalışırken farkedilmezdim dahi.
Ölürdüm o an oracıkta.
Yavaş yavaş ölen, kendine bir hikâye yaratmak isteyendir.
Yavaş yavaş ölen, zaman içerisinde nasıl da eksildiğini anlatıp, hikâyenin baş kahramanı olup, en sonunda ağır ağır tanışmaya başladığı romantik ölümüyle, aslında gene yaşama ve kendi varlığına tutunup, Anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğacağını ballandıra ballandıra anlatandır.
Seni öldürüp cinayeti işleyen kendi romantik ölümünün telâşında, ne ironik değil mi?
Ballanan bir ölüm var mıdır?
Ölüme yetişmeye çalışanlara inanmayınız!
Onlar bencil ve hayâlperesttir.
Ölüme yetişilmez, olsa olsa kucaklaşılır.
Sustuğun, hiç konuşmaya dahi yeltenmediğin o an teslim olursun kucaklaşmaya…

Bazen söylediklerimi ben dahi anlamıyorum.
Sanırım kırgınlıklarımı anlamlandırmaya çalışıyorum.
Ben kırıldığı anda ölenim.
Kendi ölümümün sebebi kendim olmak, istediğim bir zaman ve mekânda ölümümden sorumlu olmak, bu da olmuyorsa kadere teslim olmak isterdim.
Ama sen beni neden öldürdün ki şimdi?
Benim düşlerime tutunup ertesi gün “yok öyle bir şey” deyip beni yok sayan sen değil miydin?
Sadece o anki dürtülerinle hareket ederek beni varlığına inandırdın.
Ben hep inanmayı seçenim, inanırsam gerçektir sananım.
İnandıklarım hep bildiklerimdi.
Bilmediklerim hiç olmadı.
Ölüm gecelerini düzenleyenin yanıbaşımdaki olduğunu nereden bilebilirdim…
İnanmak eski bir yalanmış.
Önce kurgula sonra inan.
Meğer böyleymiş.

Post modern dünyanın hileleri “sen de varsın” diyerek sahte bir seremoniyle insana yaşam vaat ediyor.
Arabesk bir şarkının içerisine atlayıverip o filmde kendinin kahraman oluşunu izlemek gibi sanki.
Kahraman olursan önemlisin.
Kahramanlar ölür ve öldükleri anda kahraman olurlar zaten.

Her şeyden uzaklaştığım bu günlerde biliyorum ki kendi ensemden tutup yaşamın içine karışabilmem gene kendi çabamla olacak.
Hiçbir şey kimsenin yardımıyla olmuyor.
Kendi yüzüne sık sık bakmalısın diyorum, ihanetlerinle yüzleş ki samimiyete daha çok yaklaş.
Ne kahramanlar ne de ortaya atılan fikirler umurumda.
Binlerce yıl önce söylenilenlerin tekrarlarıyız.
Her birimizin bir var olma çabası var.
Bazen o çabayı da ucundan tamamen bırakmak gerekiyor belki de.
İnandığım tek şey gerçek bir samimiyetti.
Kısa bir süre önce onu da kaybettim.
Samimiyetin kanatları var zannederdim.
Çarpışmalara inanır,
eninde sonunda ruhlar birbirini bulur derdim.
Sadece kendi kanatlarıma şefkâtim var kısa bir süredir.
Bu harika, çünkü inzivaya çekilebilme lüksüm var onlar sayesinde.
Sahi, inzivaya çekilebilmek büyük bir lükstür bu arada.
İnzivanın en iyi ve en kötü yanı aynıdır bilir misiniz?
Kendine yakınlaşır ve kendinden uzaklaşırsın.
Kendin bile olmamanın gücüne varırsın.
Kendini unutmanın en iyi yanıysa kendini hatırlamaktır.
Büyük hataların çoğu aşırı özgüvenden kaynaklı bence,
yıkmalı her şeyi yeniden öğrenmek için.
Biliyorum incinmemeliyim.
İncitenleri, incinecekleri zamana bırak…
İncinmemeliyim…

Önceki İçerikDüşlerin içinde düşlerim kaldı
Sonraki İçerikAit olduğum yer araftır!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz